Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum: Yamalı bohça diyorlarsa değişmesi istenen tek bir şey vardır, ilk 4 madde
4 mins read

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum: Yamalı bohça diyorlarsa değişmesi istenen tek bir şey vardır, ilk 4 madde

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Süheyl Batum, Cumhur İttifakı’nın yeni yasama yılında birinci gündem maddesi olan “yeni anayasa” talebiyle ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. AKP-MHP blokunun yeni bir anayasayı referanduma taşıyabilmek için HDP’nin oylarına ihtiyaç duyacağını kaydeden Süheyl Batum, “Kurulan sistemin devamlılığı için başka ortaklara ihtiyaç duyuluyor. Biri HDP diğeri şeriatçılar. Yapmak istedikleri; Cumhuriyet’in dayanaklarını ortadan kaldıracak birlikteliği sağlayabilmek” dedi.

Süheyl Batum, Sözcü yazarı Ruhat Mengi’nin sorularını yanıtladı. Cumhur İttifakı’nın mevcut anayasa için kullandığı “yamalı bohçe” söylemine dikkati çeken Batum, “Hakim ve Savcılar Kurulu’nu tamamıyla değiştirdi, Anayasa Mahkemesi’ni değiştirdi, Danıştay’ı Yargıtay’ı değiştirdi, yargıçların özlük haklarını bir kişinin iki dudağına bağladı, bakanlar kurulunu tamamıyla çıkarttı, cumhurbaşkanını tek yetkili hale getirdi, neyi ‘keşke yapsaydık yamalı bohça olmasaydı’ diyor? Geride kala kala Anayasa’nın “değiştirilemez” ilk 4 maddesi kaldı, onun dışında ‘yamalı bohça’ filan değil, tamamı 2017’de değişti” ifadelerini kullandı.

“Yamalı bohça diyorsa değişmesi istenen bir tek şey var; ilk 4 madde”

Batum devamında, “Bütçeden tutun Anayasa’nın değiştirilmesi düzenlemesine kadar, parlamentonun oluşması, milletvekillerinin hakları, yetkileri, cumhurbaşkanının bütün yetkileri, her şeyi değiştirildi. Değiştirilmeyenleri de zaten değiştirilmiş saydılar; ‘3’üncü defa cumhurbaşkanı adaylığı olur’ diye. Şimdi biri bana desin ki ‘şundan dolayı yamalı bohça.’ Yamalı bohça diyorsa değişmesi istenen bir tek şey var; ilk 4 madde” diye konuştu.

“Yapılmak istenen, Cumhuriyet’in dayanaklarını ortadan kaldıracak bir birlikteliği sağlayabilmek”

“Bu iş çok net, emin olun bu yapılmak istenen anayasada yargı gerçek bir hukuk devletine dönüştürülmek istenmiyor. Hiç kimse ‘Türkiye gerçek bir hukuk devletidir’ demesin” diyen Batum, şunları kaydetti:

“İşte yapılmak istenen şu; bugüne kadar AKP ve MHP’nin, iki partinin gücüne veya belirli nedenlerle birbirine destek olmasına dayanarak bir anayasal sistem kurdular, bunun işleyebilmesinin tek sebebi vardı, Cumhurbaşkanı bir iş yaptığında etrafında her şekilde, ne olursa olsun devam edecek bir parti çoğunluğunun olması. MHP de aynı şekilde destekledi; açılım ‘tamam’, Osman Öcalan’ı televizyona çıkartalım ‘tamam’, hain diyelim ‘tamam’, ne derse yapalım dediler. Peki ya Cumhurbaşkanı Erdoğan herhangi bir nedenle oradan ayrılmak durumunda kalırsa? O zaman üzerine o kadar yatırım yapılmış bu sistem çöker, demek ki bunu dağıtacak bir mekanizma lazım. Artık sadece bir iki partiyle değil, başka güç odaklarının desteğini sağlayabilecek bir yapı lazım, bu da ne olur; Türkiye’de iki kesim var, biri siyasi bir parti HDP, diğeri ‘laikliği savunanlar kafirdir’ anlayışında olan şeriatçı kesim. Yapılacak şey, ilk 4 maddeyi değiştirerek veya değiştirmeseniz dahi işlevsiz hale getirerek Cumhuriyet’in dayanaklarını ortadan kaldıracak bir birlikteliği sağlayabilmek, bana göre yapılmak istenen bu.”

“Yeşil Sol Parti’nin oyunu alacak bir takım düzenlemelere ihtiyaçları olacak”

Batum, “İktidar HDP ile işbirliğine mi gidecek?” sorusuna da şöyle yanıt verdi:

“Tabii, açıkça ortada, buna mecburlar çünkü getirmek istedikleri yeni anayasal sistemi ancak bir sayı çoğunluğuyla geçirebilirler (360 milletvekili ile), bu çoğunluk da onlarda yok. Dolayısıyla Yeşil Sol Parti’nin oyunu alacak bir takım düzenlemelere kesinlikle ihtiyaçları olacak. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kaç milletvekili var; 263, MHP ve Yeşil Sol’un toplam milletvekili sayısı 107, toplarsanız 370 milletvekili. Anayasa’yı referandumla değiştirmek için kaç milletvekiline ihtiyaçları var; minimum 360. Demek ki bu çoğunluk yetiyor. Referandumu nasıl olsa geçiririz diye düşünüyorlar. Biz daha önce nasıl geçirdik, mühürsüz oyları geçerli sayarak geçirdik, gerekirse şimdi ‘geçti bu’ deriz, kim hayır diyecek?”

Röportajın tamamını okumak için .

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir